Arkadaşım Tesbih

Tesbihi abartıyorsunuz, alt tarafı boncuk demeyin.  Tesbihiyle konuşan çok tanıdığım var. Elindeki boncuktan öte zikir taneleri olunca, dertleşiyor insan. Allahü tealayı zikrederken, dua ederken, mutluyken, hüzünlüyken yanımızdan ayırmadığımız tesbihlerimiz sırdaşımız oluveriyor.

Tesbihlerin çoğu elimizde dolanırken renk değiştirir. Bazısı koyulaşır, bazısının rengi açılır, bazılarının hareleri değişir… Nedendir bilmem ama ne zaman elime eski bir tesbih alsam yaşanmışlıkları hissederim. Hele bir de usta işi tesbihse bunlar daha bir başka hissettirir. Üretiminden, çekimine yaşanmışlıklarla dolu olur bu tesbihler. İlla piyasada Osmanlı diye dolaşan tesbihler böyle olacak diye bişey yok. Her malzemeden, her zamandan tesbih de bunu hissettirir bize. Ama çok ama az. Bir kuka malzemeden yaptığım tesbihime yazdığım şiiri paylaşmak istiyorum.

Tesbih
 
 Ben ağladıkça, sende mi ağladın?
 Gönlümün karanlıklarında mı kaldın?
 Düşlerimi sanki elime aldım
 Bu dertlerde sen de mi yandın? tesbih…
 
 Beni sanki bir tek sen anlardın
 Tanelerini çektikçe, derdimi alırdın
 Sen oldun benim dert ortağım
 Bunları bilmeden mi yandın? tesbih…
 
 Hep mi hüzün, hiç mi gülmedin?
 Yaşadığım hep keder mi sandın?
 Sırlarım, dostluğum, dualarım, gençliğim 
 Heyecan dolu rüyalarımda mı kaldın? tesbih…
 
 Gönlüm dara düşünce, “burası Dünya” derdin
 Kederdeyim…, “Allah de” derdin
 Sen hep derdin, ben dinlerdim
 Ne gülersin? mükafatamı kavuştun? tesbih…
                                                                        Enes Amca 


 

Birde tesbihin kıymetini bilenlerde aşırı sahiplenme vardır. Tesbihini, tesbihi yapan ustasına bile vermeyenler var. Yapan usta için onur verici bir şey olsa da, bazen arkadaş veya akraba çevresinde gönül kırılmalarına da neden olabiliyor. Dikkat etmek lazım. Böyle birçok hikaye dinledim, fakat başıma gelen bir tanesini anlatmak istiyorum. Yeğenlerimden birine kendi yapımım olan tesbihlerden bir tanesini vermiştim. 2019 yılında bir bayram sabahı, akraba ziyaretinde tesbihini çıkartınca, ortamdakilerin çok dikkatini çekmiş. Çokta tesbihden anlamayan bir akraba olacak ki, bizim yeğenden bu tesbihi kendisine hediye etmesini istemiş. Neden çokta anlamıyor tesbihten diyorum? Yukarda anlattığım nedenlerden dolayı. İnsanın elindeki tesbihi istemek cesaret ister de ondan 🙂 Neyse bizim yeğenin boşluğuna gelmiş ki çok sert tepki verince, iş artık “benden daha mı değerli  bu tesbih?” noktasına gelmiş. Tam ortam tatsızlaşacak duruma gelince yaşlılar müdahale etmişte iş tatlıya bağlanmış. 

Böyle anılar duymak beni hem mutlu ediyor, hemde duygulandırıyor. Yaşayan tesbih yapmak, sahiplenildiğini görmek, nasıl mutlu etmesin ki insanı.  

Dualarda hatırlanmak dileğiyle… Kalın sağlıcakla. 

Enes Amca

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir